Like

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Her şirketin bir kütüphanesi olmalı...

Geçmişten geleceğe uzanan paylaşım ve çalışma alanlarımız; kütüphaneler. Konuya yeni bakış açısı sunan güzel bir yazı.  Bu paylaşımı arttırmak için kütüphaneler şirketlerin bünyesinde aktif olarak yer almalı. https://www.goethe.de/en/kul/bib/20745585.html

23 Ağustos 2016 Salı

2. Gençlere Tavsiyeler: Kariyer hedefiniz henüz belli değilse, korkmayın.



22 Ağustos 2016 Pazartesi

Çalışanların ilgi alanlarını işyerine getirmelerini sağlamalıyız...

Güzel bir HBR yazısı. Çalışanlara çeşitli kimliklerini ve ilgilerini işyerinde geliştirme özgürlüğünün verilmesi yenilikçi fikirlerin, yararlı yeni inisiyatiflerin ve iş sahalarının ortaya çıkması sonucunu verecektir. http://bit.ly/2bxyGWi

CEO ve Lider Networking Röportajları - Özgür Umut Eroğlu


"Karşımda Özgür Umut Eroğlu oturuyor. Soracağım soruları biliyorum. Ancak yine de heyecanlıyım. Düşüncelerim hızlı hareket ediyor; “10 yıl içerisinde EPC alanında (EPC: Enerji santrallerinin mühendislik – satın alma – yapım çalışmaları) dünya sıralamasında ilk beşe girmeyi başaran, dönemsel büyük projelerle 5000 kişiye ulaşan dev bir ekibin lideri olmak nasıl bir duygu?” diye merak ediyorum."


Röportaja başlamadan sorularımın dışına çıkmaya karar veriyorum. Binlerce kişiyi yönetmenin bir güven zinciri oluşturmak demek olduğunu fark ediyorum. İlk sorumu bu histen yola çıkarak yöneltiyorum:
Ertuğrul Belen: “Bugünkü değerleriniz ve başarınızı şekillendirmiş en önemli çocukluk anılarınız hangileri?”
Özgür bey sorular öncesi kısa sohbetimiz sırasındaki netliğini koruyarak bir saniye dahi düşünmeden anlatmaya başlıyor:

Özgür Umut Eroğlu: “Anne tarafındaki dedem özel bir adamdı. Evlerinin bir bölümünü ihtiyaç halinde olan insanlara bakmak için ayırmışlardı. Hatta bazen yaşından ötürü vefat eden olduğunda yerine bir başkası gelirdi.
Kendimi bildim bileli dedemlerin evinde aileden olmayan birilerine bakılırdı. Hatta bir gün cami önünden 100 kişiyi alıp, eve yemeğe getirdiğine bile şahit oldum.
Sivas’tan İstanbul’a hayvan satmaya giderdi. Çobanları vardı. Ancak işini sahiplenen sorumluluk sahibi bir tüccardı. Öyle ki, o da hayvanlarla gider ve çobanlarla birlikte kalırdı.
En özel anım ise dedemin beni sık sık Kayseri Bakırcılar Çarşısı’na götürmesiydi. Etkileyici bir yerdi. Her yer sapsarı bakırdı. Bakırı döven çekiçlerin melodisi hala kulaklarımda. Eskileri verir yenilerini alırdık. Güzel yemeği severdi. En güzel yerde yemek yer ve otobüsle dönerdik. 
Çok iyi hatırlıyorum. 10 yaşındaydım. Kendimi değerli bir iş adamı gibi hissederdim. Çünkü dedem tüm seyahat boyunca parayı benim tutmamı ve korumamı isterdi. Küçük ceplerim dolar taşardı. Paraya ihtiyacı olduğunda benden isterdi. Bu duygu inanılmazdı.
Güven önemli bir duygu, insanlara fırsat verilmesi gerektiğine inanıyorum. 32 yaşımda Genel Müdür Yardımcısı oldum. Bu güveni karşılıksız bırakmamak için çok çalıştım. Şimdi de kendi ekibimi bu güven duygusuyla geliştirmeye önem veriyorum.”
Ertuğrul Belen: “Dedeniz hayatınızdaki güven kelimesinin adeta çocuklukta doğan sembolü olmuş. Ya özgün olmak? Sivas Gemerek Yeniçubuk kasabasından nasıl o yıllarda ODTÜ’ye gitme kararını aldınız?”
Özgür Umut Eroğlu: “Çocukluğumda Suna abla hayatımdaki en etkili kişiydi. Erkek futbol takımının kaptanıydı. Sert mizaçlıydı. Sohbeti yoktu. 40 yıl öncesinde Suna Abla, erkeklerin arasından sıyrılıp, farkını göstermişti. İnsanın kendisi olması konusunda bende önemli bir etki yaratmıştı.
Üniversiteye gidene kadar ne yapmak istediğimden tam emin değildim. Ancak Mühendis olmak kafamda vardı. Çünkü biz büyürken babamızı evde hiç görmedik. Emek yoğun işlerde üç çocuğuna bakmak için çok çalıştı. O yıllarda daha konforlu bir hayat için mühendislik okumamın doğru olabileceğini düşündüm. Üstelik, Suna Abla da mühendis olmuştu. Ayrıca matematikte iyiydim.
Üniversiteyi kazanıp kazanamadığımı öğrenmek için sabah 5’ten 9’a kadar gazeteyi beklemiştim. Kazandığımı öğrendiğimde o gün mutluluktan saman balyalarının üzerinde sıçrarken, ayağımı kırmıştım.
Bu arada, üç kardeş de ODTÜ'de okuduk.”

Gülmeye başlıyorum. Aynı anda saniyelik düşüncemi yakalıyorum: Özgür Umut Eroğlu’nun bir fetih gibi farklı ülkelerdeki başarılarını dinleyeceğimi düşünmüştüm.  Aslında o, güçlü bir lider olma sürecinde onu o yapan, en değerli hikayelerini benimle paylaştığını hissediyorum.
Ertuğrul Belen: “Üniversite hayatınızda etki bırakan isimler var mı?”
Özgür Umut Eroğlu: “Prof.Dr.Nevzat Özgüven. Amerika’da eğitim görmüş, NASA’ya dahi danışmanlık vermiş bir hocamdı. Makina mühendisliği içerisinde kontrol ve dinamik seçmemde Nevzat hocam etkili olmuştu. Diğer bir tez hocam Eres Söylemez ise TÜBİTAK SAGE başkanlığı yapmış ve sonrasında da ÖSYM başkanı olmuştu. Yine kararlarımda etkisi olan, hatta nikah şahidim olacak kadar benim için değerli bir insandı.”
Özgür Umut Eroğlu’nun gözleri gülüyor. Şu anda söyleyeceğini merak ediyorum:
“Bu arada eşim Mehtap’la tanışmak üniversitenin hayatıma bıraktığı en değerli etkiydi. Öyle ki A.B.D MIT (Massachusetts Institute of Technology)’den davet almama rağmen, Mehtap’la bir arada kalmak için gitmeme kararı almıştım.”
Ertuğrul Belen: “Bu röportajı birçok üniversiteli genç de okuyacaktır. Üniversiteye geri dönseniz, neyi farklı yapardınız?”
Özgür Umut Eroğlu: “Akademik olarak başarılı bir öğrenciydim.Termodinamik harici AA dışı dersim yoktu. Ancak kulüp, dernek ve cemiyetlerde bulunmadım.
Müzikle ilgilenmeyi çok isterdim. Yan flüt hoşuma gidiyor. Tarihe daha çok önem vermek isterdim. Tarih sürekli tekrar ediyor. İş hayatında yaşadıklarımızı ve coğrafyamızda olup bitenleri anlamak için, tarih çok önemli. Günlük davranışların ve kurumların kararlarının dahi tarihle açıklanabileceğini inanıyorum.
Bu arada profesyonel olacak kadar iyi futbol oynadığımı halen eski arkadaşlarım söylerler. Çok hızlı koşardım. Yönlendirmeler önemli. Ben bunu geç farkettim.”
Ertuğrul Belen: “Enerji sektöründeki başarınızı tetikleyen en önemli gelişme neydi?”
Özgür Umut Eroğlu: “GAMA gibi köklü bir kurumun arkamda olması büyük bir güç oldu. Ancak EPC’ye ilk giriş zorlu oldu. Mesela İrlanda ilklerdendi. İlk defa ihaleye katılım onayı almıştık ve bunu kutlamıştık. O teklifi kazanamamıştık ancak 10 yıllık başarımızın ilk ışığı olmuştu.”
Ertuğrul Belen: “En çok gurur duyduğunuz çalışmalarınız nedir?”
Özgür Umut Eroğlu: “10 yıl içinde bir İrlanda teklifinden başlayıp, 3 milyar dolar seviyesinde proje gerçekleştiren büyük bir takım olduk. Yakın bir zamanda ihracatını en çok artıran şirket konumunda Fortune 500 listesine girmeyi başardık. GAMA Güç Sistemleri olarak uzun bir aradan sonra yeniden Suudi Arabistan’da önemli bir proje aldık ve ilk defa Cezayir’de el sıkıştık. Irak’ın mevcut durumunda birçok proje kazandık.
Teknik olarak gurur duyduğum diğer bir konu da, dünya üzerinde H Class gaz türbinini (dünyadaki en verimli teknoloji) iki değişik projede, iki değişik üretici ile (Siemens, GE) aynı anda EPC de uygulayan ilk şirket olduk."
Ertuğrul Belen: “Ekibiniz için “doğru insan” tanımınız nedir?”
Özgür Umut Eroğlu: “Bir insanın etik kumaşı doğru olduğu sürece her işi öğrenebilir.  Çalışkan, dürüst ve işine saygılı insanları keşfedip yönlendirdiğinizde harika şeyler olmaya başlar.”
Ertuğrul Belen: “İş dünyasında iyi ilişkiler sizin için ne demek?”    
Özgür Umut Eroğlu: “İlişkilerde sadece bir sözleşme üzerinden gidince iletişim kopuyor. Kontrat maddelerine gitmeden problemleri çözebilmek önemli. İş ve iletişimi dengede tutabilmek ve kanalları hep açık tutmak gerekiyor.”
Ertuğrul Belen: “Networking kazanımlarınız neler?”
Özgür Umut Eroğlu: “Şu andaki çalışmalarımın neredeyse tamamı iyi ilişkiler ve Networking’in bir sonucu.  Bir yardıma ihtiyacınız olduğunda 20 kişi yanına koşuyorsa, doğru bir network kurmuşsunuz demektir.”
Ertuğrul Belen: “Networking'i yeniden tanımlamanız istense, ne derdiniz?”
Özgür Umut Eroğlu: “Kartvizitten öte, derinliği olan ilişkiler sahibi olmak. Derinlik ne demek? Biri sizden bir şey isteyebiliyor ve aynı şekilde siz de ondan isteyebiliyorsanız, iki tarafın da iyi hissettiği bir güven bağı oluşmuştur. Dikkatinizi hak eden biri size uzanıp bir şey istiyorsa, kulakları kapatmamak lazım.”
Ertuğrul Belen: “Daha çok insanla mı tanışmak önemli, yoksa daha az kişiyle ama daha uzun sohbet etmek mi?”  
Özgür Umut Eroğlu: “Denge önemli, süreklilik de önemli, çok sohbet olunca samimi de olunabiliyor. İş dünyasında her şeyde olduğu gibi ilişkilerde de optimizasyon önemli.”
Ertuğrul Belen: “En çok nerede Networking yapmayı tercih ediyorsunuz? Neden?”
Özgür Umut Eroğlu: “Uluslararası enerji fuarları ve konferanslar diyebilirim. Normalde, o sayıdaki insanla tanışmak için günler ayırmanız lazım. Buralarda ürünün ve hizmetin ötesinde ilişkilere yatırım yapabiliyorsunuz.”
Ertuğrul Belen: “Dışarıda yürürken veya herhangi bir yerde hiç tanımadığınız biri, mesela bir üniversite öğrencisi sizinle konuşmaya başladığında tepkiniz ne oluyor?”
Özgür Umut Eroğlu: “Tanınmış olmaktan hoşlanıyorum. Eğer bu bir üniversiteli gençse elbette sorusu doğrultusunda deneyimlerimi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Onlar da size bir şey verebiliyorlar. Heveslerini dinliyorum. Unutmamalıyız ki, hevesleri hayallerini oluşturuyor. Hayalleri, hedeflerini ve hedefleri de bir gün gerçeklerini..."
Ertuğrul Belen: “Sizce Networking konusu bu kadar önemli olmasına rağmen, başlıca engeller neler?”
Özgür Umut Eroğlu: “İnsanlar Networking’in geliştirilebilir, öğrenilebilir bir yetkinlik olduğunun halen farkında değiller. Kendilerinde doğal olarak varsa kabulleniyorlar, yoksa daha iyi olabileceklerine inanmıyorlar. İş dünyasının geldiği son noktada akademik olarak ne kadar iyi olursanız olun, bir network içerisinde duruşunuzu konumlandırmadan ilerlemeniz mümkün değil.”
Ertuğrul Belen: “Sizin sektörünüzde Networking'in önemi nedir?” 
Özgür Umut Eroğlu: “Enerji sektöründe değişik oyuncular var; üreticiler, hizmet ve mal sağlayıcıları, yatırımcılar gibi bir sürü oyuncu var. Bunların birbirine ihtiyacı var. Her sektör gibi bizim de içimizde network oluşturmaya büyük ihtiyacımız var. Gelecekte olabilecek yeni yatırımlar, teknoloji gibi konular hakkında birçok bilgi alırsınız. İkincisi de sektörel alanlardaki network, ortak projeler ve işbirlikleri doğurabiliyor. Enerji sektörü için Networking çok önemli.”
Ertuğrul Belen: “İhracatı en fazla artıran 25 şirket arasında ilk sırada yer aldınız. Networking penceresinden bunu nasıl başardınız?”       
Özgür Umut Eroğlu: “Projeler genelde yurtdışında gerçekleşiyor. Dolayısıyla, uluslararası bir firmayız. İşleri bulurken ilk fazından öğrenmek ve detaylı hazırlanmak gerekiyor. Bize mal satan, potansiyel müşteri ve konu uzmanlarıyla sürekli bir iletişim halindeyiz. Bu da yeni yatırım ihtiyaçları doğduğunda orada zamanlı bulunup hatta proje geliştirmelerine ve neticede çıkacak ihaleye hazırlıklı olmak yani networking anlamına geliyor. Türkiye ekonomisine katkısı olsun diye satın almada dahi hep kaynakları Türkiye’de arıyoruz. Bu konuya özen gösterdiğimiz için başarı daha hızlı geldi.”

Ertuğrul Belen: “Kurumsal basamaklar tırmanmak ve sizin gibi genç bir CEO olmak isteyenlere ne önerirsiniz?”
Özgür Umut Eroğlu: “Ben basamakları adım adım tırmandım. Teklif mühendisi olarak girdiğim şirkette, CEO pozisyonundayım. Adımların bir seferde 5-10 basamak çıkıldığı durumlar olabilir. Ancak tek tek yukarılara çıkmak her zaman daha iyi hazırlık sağlar. Sabırlı olmak gerekiyor. CEO adaylarının donanım için çalışmaları gerekir. Ayrıca öyle bir pozisyona geldiklerinde networkleri hazır olmalıdır. Üst düzey bir pozisyona ulaştıklarında sektörel ve profesyonel networking vizyonları güçlü olmaz ise, şirket içine dönük olur. Oysa dışarda yol açacak kişiler lazımdır.”
Ertuğrul Belen: “Bu yüksek tempoda hiç kendinize özel zaman ayırıyor musunuz?”
Özgür Umut Eroğlu: “Ailemle zaman geçirmeyi seviyorum. Oğlumun tenis maçları beni heyecanlandırıyor. Düzenli Pilates yapıyorum. Yakın bir zamanda fotoğrafçılık dersleri almaya başladım. Yaşamın içinden insan resimleri çekmeyi seviyorum. Ayrıca amatör aşçılık derslerine başladım. Uzakdoğu mutfağına özel ilgim var. Amatör kaptanlık ehliyetimi bir süre önce almıştım, yakın zamanda yelkenliyle pratik eğitimlere başlamak gibi bir niyetim var.

Bir yöneticinin aynı zamanda “Koç” olması gerektiğini düşündüğüm için bir süre önce Erikson Coaching International Koçluğun Sanatı ve Bilimi Sertifika Programına Denge Merkezi’nde başladım. Ayrıca psikoloji ve tarih kitapları okumaktan büyük keyif alıyorum.”
Ertuğrul Belen: “Yakın bir dönemde deneyimlerinizi kişisel blogunuzda yazmaya başladığınızı fark ettim. Bu ve sizinle temas kurabilecekleri diğer bilgileri paylaşabilir misiniz?”
Özgür Umut Eroğlu: “Elbette.
Ertuğrul Belen: “Son sorum. Sizce insanlar sizi nasıl anacak?”
Özgür Umut Eroğlu: “İnsanlar beni ciddi, dürüst ve güvenilir hatırlayacaklar. Sadece yakından tanıyanlar eğlenceli diyecebilecekler.”
Çok etkilenmiş bir şekilde kendisine teşekkür ediyorum. Networking kitabımı hediye ediyorum. İmzalamamı istiyor. İçimden “tüm üstün başarısı, sert mizacına rağmen, ne kadar mütevazi bir insan” diyorum.
Teşekkürler Ertuğrul Belen...